HABER: H.GÜL KOLAYLI
Kurultay’ın üçüncü oturumunun başkanlığını Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Halil Faik Erdal Yaparken konuşmacı olarak ise Bursa Olay Gazetesi köşe yazarı Ahmet Emin Yılmaz, İzmir İz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, Eskişehir Son Haber Gazetesi yazarı Sadi Seda, Özgür Kocaeli Gazetesi muhabiri Süriye Çatak tek ve Ege Üniversitesi Takımcı katıldı, Türkiye’de ilk kez bir işçi sendikasının yerel medya kurultayı yaptığına dikkat çeken Ahmet Emin Yılmaz, Türk metal sendikasının çalışanların ücretlerinin yanı sıra sosyal yaşamları ve sosyal hakları için de mücadele ettiğine dikkat çekerek “İş barışı, uzlaşma kültürü çok önemli. Rakip sendikalara da yaşaması için alan bırakan bir sendika anlayışı var” dedi.
GAZETECİLİĞİN TEMELİ MUHABİRLİK KALMADI!
Ahmet Emin Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaygın medyanın sıkıntısı var, ama yerel medyanın da sıkıntıları var. Muhabirlik yaptığım dönemde sendikaların muhabirleri vardı. Spor, polis, adliye ve politika muhabirliği yaptım. Eskiden alan muhabirliği vardı. Şimdi yok. Bilgiyi kaynağından almak yerine basın bülteni ile yürüyoruz. Ne yazık ki gazeteciliğin temel ögesi muhabirlik kalmadı. Bursa’daki muhabir sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Ajans haberleri yayıncılığı öne çıktı. Yerel gazeteler vilayet matbaaları ile başladı. Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı sürecinde en büyük destekçisi yerel medya oldu. Halk bilgilendirildi, bilinçlendirildi. Özgür medya çok önemlidir. Yerel medyanın güçlü olduğu ilde demokrasi de güçlüdür. Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak, 60 bin üyesine ulaşmada Bursa yerel basınının Türk Metal’in sesi olduğunu söyledi. Türk Metal’in mücadelesi kolay değildi ama etkili oldu. Fabrikada çalışan işçi yerel gazete çalışanın ya akrabasıdır ya da komşusudur.”
Yerel gazetelerin dezavantajlarına da dikkat çeken Ahmet Emin Yılmaz yerel siyasetçinin yerel gazeteleri baskı altına alabildiğine değindi. Yerel gazetelerin ekonomik olarak güç kaybetmesinin yerel yönetimlere ihtiyaç duymasına neden olduğuna vurgu yapan Yılmaz “İşten çıkartılan gazeteciler belediye basın bürolarında istihdam edildi. Belediye basın bürosu gazete haber merkezi kadar güçlü oldu. Videosu, fotoğrafları, bülten ile kaliteli haber gelmeye başladı. Belediye haberleri kendi istediği gibi anlattı. Oysa muhabir, gazeteci kendi gözlemini yazıyor.”
YEREL BASININ DESTEKLENMESİ ŞART!
Yerel gazetelerin ekonomik varlıklarını sürdürebilmede zorlandıklarını gündeme getiren Ahmet Emin Yılmaz “Yerel gazeteler vatandaşın başvuru kaynağı oluyor. Yaygın medya yereldeki sorunlarla ilgilenmiyor. Yerelde önemli olan konuları önemsiz görüyorlar. Sendikalar yerelde önemli ve yerel basın da sendikalar için önemli” dedi.
Ahmet Emin Yılmaz sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Her kurum gibi gazetecilerin de örgütlü olması lazım. Gazeteciliğin yeniden yeni bir anlayışla ayağa kalkması lazım. Gazeteleri desteklemek lazım. Gazeteleri alıp okuyarak, internet sitelerini tıklayarak destek verebilirler.”
Eskişehir Son Haber Gazetesi yazarı Sadi Seda ise Türk Sendikal hareket tarihini ilk örgütlenmelerden itibaren anlattı. Sendikanın tanımını yapan Sadi Seda sendikal faaliyetler hakkında da bilgi verdi. Kendi meslek hayatından da kesitler sunan Sadi Seda, kağıt gazetelerin asla bitmeyeceğini savunarak, gazetecilikle ilgisi olmayan kişilerce çok sayıda internet haber sitesi açılmasını ise eleştirdi.
KADIN GAZETECİLER 1-0 EKSİK BAŞLIYOR!
Süriye Çatak Tek ise emek haberlerinin zorluğuna dikkat çekerek “Gazete sahipleri inşaatçı, sanayici olunca emek haberlerini yapmak da çok zor oluyor. Reklam yok diyorlar, iktidar eleştirilerini ayıkla öyle yap, deniyor. Gazeteler el değiştirdikten sonra vatandaş da güvenini yitirdi. Vatandaş ile gazete arasındaki çatışmanın bedelini yine biz gazeteciler ödüyoruz. Gazetecilerde sınıf bilinci yok. Kendimizi işçi olarak değil de statü olarak görüyoruz. Ne vatandaşın halinden ne de kendi halimizden anlamıyoruz. Emekçi aileden geliyorum, emekçi mahallesinde büyüdüm. Biz sokakta çalışanlar sömürüyü görüyoruz. Çok değersiz görülüyoruz. Ya asgari ücret alıyorsunuz ya da alamıyorsunuz, sosyal güvencesiz çalıştırılıyorsunuz. Mantar gibi internet siteleri açılıyor. Gazetecilerin açtıklarını tenzih ediyorum. Ben internet yasasının bir an önce çıkmasından yanayım” diye konuştu. Süriye Çatak Tek kadın gazetecilerin de mesleğin icrasında sorun yaşadığına dikkat çekti:
“Kadın gazeteciler 1-0 eksik başlıyoruz. Biz çocuk yaptığımızda mesleği bırakmak ya da çocuğa bakmak ikilemi yaşıyoruz. Gece gündüz habere gidiyoruz. Farklı muamele görüyoruz.”
GAZETECİLİK EĞİTİMİNİN FORMASYONU OLMALI!
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Dilek Takımcı şunları söyledi:
“40 yıllık Ege Ajansı’mız var. Biz hem gazeteci eğitimi veriyoruz, nem de katkı sağlıyoruz. Üniversitede bilimi halkla buluşturmak adına faaliyet gösteren Ege Ajansı’nın müdürüyüm. Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu’ndayım. Problemler tartışıldı, çözüm ne olabilir? Reklam pastası daralıyor, tiraj düşüyor. Dijital yayıncılık hayatımızın bir parçası. Biz yıllardır bu alana gazeteci yetiştiriyoruz. Basında yer alan kişilerin eğitim emekçisiyiz. Pek çok öğrencimiz basında tutunamıyor. İnternet medyası sıkıntılı, balta girmemiş orman gibi. Diplomamızın formasyonunun tanınmadığı sektörde istediğiniz yasayı çıkartın, bir anlamı yok. Her yerde iletişim fakültesi var.
Öyle bir yasa olmalı ki alaylının geçmişte kazanılmış emeğini de korumalı. 2023’ten sonra formasyon olsun. Her önüne gelen gazete, site kurmasın. Naylon, şantajcı gazeteler olmasın. Biz etik bilgisi dersi veriyoruz. Tüm iletişim fakültelerini de eleştiriyorum. Eğitim içeriklerini yeniden düzenlememiz gerekiyor. Dijital döneme yeni medya teknolojilerine uygun eğitim yapmamız lazım. Bizim alanımıza herkesin ihtiyacı var. Bugün buradaysak Türk Metal’in bize ihtiyacı olduğu içindir. Herkesin medyacılara ihtiyacı var. Bir çiftçiye ziraat mühendisi diyemiyorsunuz. Biz vali ile, milletvekilleriyle, bakanlarla, Cumhurbaşkanı ile diyalog kuruyoruz. Bu kadar güce yakın bir mesleğin diplomasının formasyonunun olması lazım.”